From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
- Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
Why is it so difficult to establish that the nervous cell is the basic unit for the nervous tissue?
- Sinir hücresinin sinir dokusu için temel birim olduğunu belirlemek neden bu kadar zor?
Basket weaving is a dying art.
- Sepet dokuma ölen bir sanattır.
She learned the craft of basket weaving from her grandmother.
- O büyükannesinden sepet dokuma zanaatını öğrendi.
Tibetan rug weavers use traditional designs and knotting. Hence their rugs have a simple, natural look.
- Tibetli kilim dokumacıları geleneksel tasarımlar ve düğümler kullanır. Dolayısıyla onların kilimleri basit, doğal bir görünüme sahiptir.
This material has a rough texture.
- Bu malzeme kaba bir dokuya sahip.
Sea urchin has a slimy texture.
- Deniz kestanesi sümüksü dokuya sahiptir.
Textured vegetable protein is a common meat substitute.
- Dokulu sebze proteini, ortak bir et yerine kullanılır.
I am weaving a Berber carpet.
- Bir Berberi halısı dokuyorum.
I am weaving a carpet.
- Ben bir halı dokuyorum.
Have each of your wives weave a rug by tomorrow.
- Yarına kadar karılarınızdan her birine bir kilim dokutun.
Tibetan rug weavers use traditional designs and knotting. Hence their rugs have a simple, natural look.
- Tibetli kilim dokumacıları geleneksel tasarımlar ve düğümler kullanır. Dolayısıyla onların kilimleri basit, doğal bir görünüme sahiptir.
It can be painful, when crickets inflicted on sensitive skin such as the webbing between fingers.
The history class starts at nine.
- Tarih dersi saat dokuzda başlar.
After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder.
- Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.
Tom wanted to go over a few things with Mary.
- Tom Mary ile birlikte birkaç şeyi ince eleyip sık dokumak istedi.