This tissue has been irreversibly damaged.
- Bu doku geri dönüşümsüz hasar gördü.
From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
- Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
Sea urchin has a slimy texture.
- Deniz kestanesi sümüksü dokuya sahiptir.
This material has a rough texture.
- Bu malzeme kaba bir dokuya sahip.
Textured vegetable protein is a common meat substitute.
- Dokulu sebze proteini, ortak bir et yerine kullanılır.
I am weaving a Berber carpet.
- Bir Berberi halısı dokuyorum.
You are weaving a carpet, aren't you?
- Bir halı dokuyorsun, değil mi?
Where did you weave them?
- Onları nerede dokudun?
Have each of your wives weave a rug by tomorrow.
- Yarına kadar karılarınızdan her birine bir kilim dokutun.
It can be painful, when crickets inflicted on sensitive skin such as the webbing between fingers.
The history class starts at nine.
- Tarih dersi saat dokuzda başlar.