Tüm ayrımcılığı ortadan kaldırmak için her türlü çabayı sarf etmeliyiz.
- We must make every effort to do away with all discrimination.
Tüm ayrımcılığı ortadan kaldırmak için her türlü çabayı sarf etmeliyiz.
- We must make every effort to do away with all discrimination.
O Tom'a ne yapmak zorundadır?
- What does that have to do with Tom?
Tom benimle herhangi bir şey yapmak istiyormuş gibi görünmüyor.
- Tom doesn't seem to want to have anything to do with me.
Teach your puppy not to eliminate in the house.
Sahip olduklarınla yetinmek zorundasın.
- You have to make do with what you've got.
Sahip olduklarımızla yetinmek zorunda kalacağız.
- You will have to make do with what we have.
Toplumsal huzursuzluğu yok etmek önemlidir.
- It is important to eliminate the social unrest.
In most countries, homework has come to be an integral part of the schooling system. So much so that parents are suspicious when schools do away with homework.