They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
The empire expanded eastward, in search of resources for its burgeoning textile industry.
- İmparatorluk onun gelişmeye başlayan tekstil sektörü için kaynak arayışı içinde, doğuya açıldı.
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
I heard that he left town and moved east.
- Onun şehirden ayrıldığını ve doğuya taşındığını duydum.
Gérard de Nerval wrote Journey to the East.
- Gerard de Nerval Doğuya Seyahat'i yazdı.
The Earth is rotating from West to East.
- Dünya batı'dan doğuya doğru dönüyor.
As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night.
- Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz.
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night.
- Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz.