The brain damage was congenital.
- Beyin hasarı doğuştandı.
He has natural gifts.
- Onun doğuştan yetenekleri var.
He has a naturally good memory.
- O doğuştan iyi bir hafızasıya sahip.
Even small children have an innate sense of what's fair and what's not.
- Küçük çocukların bile neyin adil olduğu ve neyin olmadığı konusunda doğuştan gelen bir duyusu vardır.
Generosity is innate in some people.
- Cömertlik bazı kişilerde doğuştandır.
He has a naturally good memory.
- O doğuştan iyi bir hafızasıya sahip.
I think Tom sounds like a native French speaker.
- Sanırım Tom doğuştan Fransızca bilen biri gibi geliyor.
He is a native English speaker.
- O, doğuştan İngilizce konuşan biridir.
Henry James was an American by birth.
- Henry James doğuştan bir Amerikalıdır.
He is Italian by birth.
- O doğuştan İtalyandır.
Kojin Kudo is a born poet.
- Kojin Kudo bir doğuştan şairdir.
Kent is a born leader.
- Kent doğuştan liderdir.
He has natural gifts.
- Onun doğuştan yetenekleri var.