doğuş

listen to the pronunciation of doğuş
Turkish - English
origin

He is studying the origin of jazz in America. - O, cazın Amerika'daki doğuşunu araştırıyor.

(güneş) rise
nascency
Genesis
rising
birth; rise, rising
nativity

Nativity scenes commemorate the birth of Jesus. - Doğuş sahneleri İsa'nın doğumunu anıyor.

Tom's grandchildren were playing with the nativity set figures. - Tom'un torunları, doğuştan gelen figürlerle oynamaktaydı.

(Astronomi) rise
birth

He is a poet by birth. - O, doğuştan bir şairdir.

Henry James was an American by birth. - Henry James doğuştan bir Amerikalıdır.

natal
birth of jesus christ
offshoot
aurora
yeniden doğuş
rebirth

The death of her husband was her rebirth. - Kocasının ölümü onun yeniden doğuşuydu.

doğ
birth date

May I have your birth date? - Doğum tarihinizi alabilir miyim?

No one can have three different birth dates. - Hiç kimsenin üç farklı doğum tarihi olamaz.

yeniden doğuş
renaissance
doğ
be born

If I were to be born a second time, I would like to be Canadian. - Ben ikinci kez doğacak olsam Kanadalı olmak isterim.

Be born, get married, and die; always bring money. - Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.

doğuş günü
natal day
doğ
birth

I got you a pen as a birthday present. - Doğum günü hediyesi olarak sana kalem aldım.

Yesterday was my seventeenth birthday. - Dün onyedinci doğumgünümdü.

doğ
(abbr. for doğum)
doğ
on
yeniden doğuş
renascence
Turkish - Turkish
Doğma işi veya biçimi: "Senelerden beri güneşin doğuşunu seyretmedim."- S. F. Abasıyanık
Doğma işi veya biçimi