He is studying the origin of jazz in America.
- O, cazın Amerika'daki doğuşunu araştırıyor.
Living nativity scenes are popular in Southern Italy.
- Yaşayan doğuş sahneleri Güney İtalya'da popülerdir.
The school put on a Nativity play.
- Okul bir Doğuş oyununu sahneye koydu.
She is an American by birth.
- O, doğuştan bir Amerikalıdır.
He is a poet by birth.
- O, doğuştan bir şairdir.
The death of her husband was her rebirth.
- Kocasının ölümü onun yeniden doğuşuydu.
No one can have three different birth dates.
- Hiç kimsenin üç farklı doğum tarihi olamaz.
My water broke on the evening of the predicted birth date.
- Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
Be born, get married, and die; always bring money.
- Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
Life would be infinitely happier if we could only be born at the age of eighty and gradually approach eighteen.
- Sadece seksen yaşında doğabilseydik ve yavaş yavaş on sekiz yaşına varabilseydik, yaşamımız çok daha mutlu olurdu.
Yesterday was my seventeenth birthday.
- Dün onyedinci doğumgünümdü.
Tomorrow's my birthday.
- Yarın benim doğum günüm.