Turkish - English
Definition of doğrusal in Turkish English dictionary
- linear
The dream of world war may be linked to a linear religion.
-Dünya savaşı hayali, doğrusal bir dinle ilişkilendirilebilir.
Is the system linear?
-Sistem doğrusal mıdır?
- rectilinear
- lineal
- linear a
- doğrusal yöntem
- (Ticaret) straight-line method
- doğrusal dönüşüm
- linear transformation
- doğrusal rasgele üreteç
- Linear random generator
- doğrusal bağlanım
- linear regression
- doğrusal bağımlı
- linearly dependent
- doğrusal denklem
- linear equation
- doğrusal distorsiyon
- linear distortion
- doğrusal doğrultmaç
- linear rectifier
- doğrusal eleman
- linear element
- doğrusal hızlandırıcı
- linear accelerator
- doğrusal içdeğerbiçim
- linear interpolation
- doğrusal modülasyon
- linear modulation
- doğrusal molekül
- linear molecule
- doğrusal noktalar
- collinear points
- doğrusal olmayan
- nonlinear
- doğrusal olmayış
- nonlinearity
- doğrusal osilatör
- linear oscillator
- doğrusal programlama
- linear programming
- doğrusal redresör
- linear rectifier
- doğrusal süreç
- (İstatistik) linear process
- doğrusal tarama
- linear scan
- doğrusal uzay
- linear space, vector space
- doğrusal yükselteç
- linear amplifier
- düzgün doğrusal
- (Dilbilim) regression
- çift doğrusal
- Bilinear
- lazer göz koruma; doğrusal hata ihtimalli
- (Askeri) laser eye protection; linear error probable
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of doğrusal in Turkish Turkish dictionary
- Birinci derece ifadelerine, genel olarak verilen sıfat
- Bir doğru ile ilgili olan; bir doğruyu izleyen
doğrusal
Hyphenation
doğ·ru·salPronunciation
Resimler
History
Favorites