Nobody could remember the sequence of events.
- Hiç kimse olaylar dizisini hatırlayamadı.
There are many examples of the Fibonacci sequence in nature.
- Fibonacci dizisinin doğada çok örneği vardır.
Some people watched TV serials every evening.
- Bazı insanlar her akşam televizyon dizilerini izlediler.
A new serial will begin in next month's issue.
- Gelecek ayın baskısında yeni bir dizi başlayacak.
A string of disasters struck the region.
- Bir dizi felaket bölgeyi vurdu.
A chain of events led to the outbreak of the war.
- Bir dizi olay savaşın başlamasına yol açtı.
Sabah gazetesi sağlık köşesindeki dizi yazıda tiroit konusunu işliyor.
My life is a soap opera.
- Hayatım bir pembe dizidir.
Tom caught Mary secretly watching soap operas at night.
- Tom, Mary'yi geceleyin gizlice pembe dizi seyrederken yakaladı.
She has a set of irregular teeth.
- Onun bir dizi çarpık dişleri var.
Give me the other set of keys, Tom.
- Bana diğer anahtar dizisini ver, Tom.
Most analysts expected that Tom's offer would set off a new round of bidding for Mary.
- Araştırmacıların çoğu, Tom'un teklifinin Mary'ye bir dizi yeni teklifler gelmesine neden olacağı kanısında.