A string of disasters struck the region.
- Bir dizi felaket bölgeyi vurdu.
Nobody could remember the sequence of events.
- Hiç kimse olaylar dizisini hatırlayamadı.
There are many examples of the Fibonacci sequence in nature.
- Fibonacci dizisinin doğada çok örneği vardır.
Our new serial thriller begins at 7.30 this evening.
- Bizim yeni polisiye dizimiz bu akşam saat 7.30'da başlıyor.
Some people watched TV serials every evening.
- Bazı insanlar her akşam televizyon dizilerini izlediler.
A chain of events led to the outbreak of the war.
- Bir dizi olay savaşın başlamasına yol açtı.
I saw three sets of footprints in the snow from the road up to my front door.
- Ben karda yoldan ön kapıma kadar üç dizi ayak izi gördüm.
Most analysts expected that Tom's offer would set off a new round of bidding for Mary.
- Araştırmacıların çoğu, Tom'un teklifinin Mary'ye bir dizi yeni teklifler gelmesine neden olacağı kanısında.
Most analysts expected that Tom's offer would set off a new round of bidding for Mary.
- Araştırmacıların çoğu, Tom'un teklifinin Mary'ye bir dizi yeni teklifler gelmesine neden olacağı kanısında.
I bought a set of table linen.
- Bir dizi masa örtüsü ve peçete aldım.
The traffic was very heavy. The cars were lined up bumper to bumper.
- Trafik çok yoğundu. Arabalar tampon tampona dizilmişti.
Sabah gazetesi sağlık köşesindeki dizi yazıda tiroit konusunu işliyor.
Tom caught Mary secretly watching soap operas at night.
- Tom, Mary'yi geceleyin gizlice pembe dizi seyrederken yakaladı.
Dan didn't miss any episode of that soap opera.
- Dan o pembe dizinin hiçbir bölümünü kaçırmadı.