dizüstü bilgisayar

listen to the pronunciation of dizüstü bilgisayar
Turkish - English
Laptop, notebook
laptop computer
notebook

He took a notebook out. - O, dizüstü bilgisayarı çıkardı.

Please show me your notebook. - Lütfen dizüstü bilgisayarınızı bana gösterin.

briefcase computer
lap-top computer
laptop

It's practical to have a laptop. - Bu bir dizüstü bilgisayara sahip olmak pratiktir.

This laptop computer is very thin. - Bu dizüstü bilgisayar çok incedir.

notebook computer
işlemci, dizüstü bilgisayar görüntü iletim teçhizatı
(Askeri) processor, laptop imagery transmission equipment
dizüstü bilgisayar
Favorites