Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- Tom wanted to unite not divide.
Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
- The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
Bu kitap dört bölüme ayrılmıştır.
- This book is divided into four parts.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
- The equator divides the globe into two hemispheres.
Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
- The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- Tom wanted to unite not divide.
Video kamerana bir bakayım.
- Let me have a look at your video camera.
There is a great divide between us.
Stay on your side of the divide, please.
The divide left most of the good land on my share of the property.
... right? You can-- We can, in fact, conceptually understand how you divide it. ...
... rather than 1 0, which is why we divide our days into two 1 2-hour blocks, ...