disturbance or disruption

listen to the pronunciation of disturbance or disruption
English - Turkish

Definition of disturbance or disruption in English Turkish dictionary

upset
üzmek

Seni üzmek istemedim. - I didn't mean to upset you.

Onları üzmek istemedik. - We didn't want to upset them.

upset
{i} bozulma

Peki Tom bugün nerede? Oh, karnında bir bozulma var. - So where's Tom today? Oh, he has an upset stomach.

upset
kahretmek
upset
bozmak (mideyi)
upset
(Mekanik,Teknik) çökertme
upset
başaşağı çevirmek
upset
tedirgin
upset
rahatsızlık
upset
altüst etmek
upset
bozmak
upset
(mide) bulanmış
upset
(isim) devrilme, alabora olma, bozulma, devirme, bozukluk, karışıklık, bozgun, beklenmedik yenilgi
upset
{s} bozulmuş, bozuk (mide)
upset
{f} altüst olmak
upset
{f} bulandırmak
upset
dövmek
upset
(sıfat) bozuk, sinirli, bozulmuş, bulanmış, altüst olmuş, devrilmiş, üzgün
upset
{s} altüst olmuş
upset
raha

Tom'un bir mide rahatsızlığı vardı. - Tom had an upset stomach.

Bir mide rahatsızlığı ile uyandım. - I woke up with an upset stomach.

English - English
upset
disturbance or disruption

    Hyphenation

    dis·turb·ance or dis·rup·tion

    Turkish pronunciation

    dîstırbıns ır dîsrʌpşın

    Pronunciation

    /dəˈstərbəns ər dəsˈrəpsʜən/ /dɪˈstɜrbəns ɜr dɪsˈrʌpʃən/
Favorites