Onları birbirinden ayırt etmek kolaydır.
- They are easy to distinguish from each other.
İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
- You must educate your tongue to distinguish good coffee from bad.
İyiyi kötüden ayırmak kolaydır.
- It's easy to distinguish good from evil.
Ne yaparsak yapalım, iyi insanları kötü insanlardan dış görünüşlerine bakarak ayırmak imkansızdır.
- No matter how we try, it is impossible to distinguish good people from bad people by outward appearances.
Bir gazeteci olarak onun kariyeri seçkin başarılarla doluydu.
- His career as a journalist was full of distinguished achievements.
Tom çok seçkin görünümlü.
- Tom is very distinguished looking.
Bir sakalla mükemmel görüneceğini düşünüyorum.
- I think you'd look distinguished with a beard.
İyi kahveyi kötü kahveden ayırt etmek için dilini eğitmelisin.
- You must educate your tongue to distinguish good coffee from bad.
Gerçek ve hayali ayırt etmek zordur.
- Reality and fantasy are hard to distinguish.
Tüyler kuşların ayırt edici bir özelliğidir.
- Feathers are a distinguishing feature of birds.
Onun ayırt edici özellikleri yoktu.
- He had no distinguishing features.
THE favourable reception the Orrery has met with from Perſons of the firſt diſtinction, and from Gentlemen and Ladies in general, has induced me to add to it ſeveral new improvements in order to give it a degree of Perfection; and diſtinguiſh it from others ; which by Piracy, or Imitation, may be introduced to the Public.
... as a way of distinguishing myself from other journalists. ...