English - Turkish
Definition of dissentient in English Turkish dictionary
- {i} ayrılık
- {i} muhalif
- {i} karşıt görüşlülük
- {s} muhalif olan
- {s} karşıt görüşlü
- disagree
- ihtilafa düşmek
- disagree
- aynı düşüncede olmamak
- disagree
- doğru bulmamak
- disagree
- (Bilgisayar) karşı
Sana karşı oldukça dürüst olmak gerekirse, o açıklamaya katılmıyorum.
-To be quite honest with you, I disagree with that statement.
Sen katılmayabilirsin ve beni sorgulamaya cesaret edebilirsin ama hatırla, duygu karşılıklıdır.
-You may disagree with and venture to question me, but remember, the feeling's mutual.
- disagree
- çelişmek
- disagree
- yaramamak
- disagree
- uyuşama
- disagree
- (with ile) aynı düşüncede olmamak
- disagree
- uygun düşmemek
- disagree
- {f} uyuşmamak, uymamak, çelişmek: The reports disagree on the cause of the accident. Raporlar kazanın nedeni konusunda çelişiyor
- disagree
- {f} anlaşamamak
- disagree
- {f} karşıt görüşte olmak
- disagree
- (fiil) aynı fikirde olmamak, karşıt görüşte olmak, uyuşmamak, uymamak, anlaşamamak; bozuşmak; dokunmak
- disagree
- tartışmak
- disagree
- {f} bozuşmak
- disagree
- münakaşa etmek
- disagree
- with ile bünyesine uygun gelmemek
- disagree
- {f} uymamak
- disagree
- atışmak
Related Terms
English - English
Definition of dissentient in English English dictionary
- dissenting
- a dissenter
- one who disagrees
- One who dissents
- disagree
- disagreeing, especially with a majority (of Catholics formerly) refusing to attend services of the Church of England
- {s} disagreeing, having a different opinion
- Disagreeing; declaring dissent; dissenting
- (of Catholics formerly) refusing to attend services of the Church of England
- {i} dissident, objector, one who opposes or disagrees
- disagreeing, especially with a majority
- A dissentient
- declinator
Related Terms
dissentient
Hyphenation
dis·sen·tientPronunciation
Resimler
History
Favorites