O, kadınları anlamlı bir meşgale olmaktan daha ziyade tek kullanımlık zevk olarak görüyor.
- He regards women as disposable pleasures rather than as meaningful pursuits.
Tek kullanımlık yemek çubuklarını kullanma yerine yemek yemek ve daha sonra yıkamak için plastik yemek çubuklarını kullanmak en iyisi.
- It is best to use plastic chopsticks to eat and wash later, instead of using disposable chopsticks.
Bu kitabın hem sert hem de yumuşak kapak sürümleri mevcuttur.
- The book is available in both hard and soft-cover versions.
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
John şu an müsait mi?
- Is John available now?
Müsait bir tur rehberi var mı?
- Is there a tour guide available?
İşe yarar bir yardım var mı?
- Is there any help available?
Bu gece için mevcut bir oda var mı?
- Is there a room available for tonight?
Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir.
- Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.
Bu teklif beş gün için geçerlidir.
- This offer is available for five days.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Bu daktilo kullanılabilir mi?
- Is this typewriter available?
Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak.
- Soon, newspapers won't be printed on paper. They'll only be available through the Internet.
Öğle yemeği hazır olacak.
- Lunch will be available.
Önümüzdeki hafta bir görüşme mülakatı için hazır mısınız?
- Are you available next week for a follow-up interview?
Rather than purchase an expensive razor he bought a packet of cheap disposable ones.