Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.
- This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it.
O, yeteneklerini gösterdi.
- She displayed her talents.
Tom cüzdanının içindekileri gösterdi.
- Tom displayed the contents of his wallet.
Şu kitaplar ekranda görüntülendi.
- Those books were on display in the window.
Bir tablet, tek bir ünitede ekran devresi ve pili olan bir mobil bilgisayardır.
- A tablet is a mobile computer with display, circuitry and battery in a single unit.
Şu kitaplar ekranda görüntülendi.
- Those books were on display in the window.
Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.
- This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it.
Yazar kendi kitabında çok yetenek göstermez.
- The author doesn't display much talent in his book.
O oğlan hiç korku göstermedi.
- That boy displayed no fear.
Teşhirdeki mücevherler kayboldu.
- The jewels on display disappeared.
O mükemmel bir davranış sergiledi.
- She displayed excellent behavior.
Onun en son çalışmaları geçici sergide.
- His latest works are on temporary display.
Benim kameranın görüntüsü bozuk.
- My camera's display is defective.
Bu bir dokunmatik ekran, onun üzerinde görüntülenen kontrolleri çalıştırmak için parmaklarını kullanabilirsin.
- This is a touchscreen, so you can use your fingers to operate the controls which are displayed on it.
Şu kitaplar ekranda görüntülendi.
- Those books were on display in the window.
Şu kitaplar ekranda görüntülendi.
- Those books were on display in the window.
Cevaplar, anlama yetisinin farklı derecelerini gösterir.
- Answers display different degrees of understanding.
O asla öğrendikleri ile ilgili bir gösteri yapmadı.
- He never made a display of his learning.
Uyarı: desteklenmeyen karakterler '_' karakteri kullanarak gösterilir.
- Warning: unsupported characters are displayed using the '_' character.
O asla öğrendikleri ile ilgili bir gösteri yapmadı.
- He never made a display of his learning.
Fotoğrafları çeşitli Avrupa ve Amerika müzelerinde gösterimdedir.
- His pictures are on display in various European and American museums.
They threw him round the displayed roots of the beeches, leapt when a puddle of water lay across the trail.
The wearie Traueiler, wandring that way, / Therein did often quench his thristy heat, / And then by it his wearie limbes display, / Whiles creeping slomber made him to forget / His former paine .
... course of this campaign, has not displayed that willingness to say no to some of the ...
... all that's displayed is 500. ...