dishonest or misleading (rare; primarily british english)

listen to the pronunciation of dishonest or misleading (rare; primarily british english)
English - Turkish

Definition of dishonest or misleading (rare; primarily british english) in English Turkish dictionary

sophisticated
{s} sofistike

Tom oldukça sofistike görünüyor. - Tom looks quite sophisticated.

Sen çok sofistikesin. - You're very sophisticated.

sophisticated
{s} çok yönlü

Çok yönlü bir özgeçmişi var. - There's a very sophisticated background.

sophisticated
{s} ince zevkli kişilere hitap eden
sophisticated
(Osmanlıca) muttali
sophisticated
(Ticaret) ileri teknolojiye dayalı
sophisticated
entelektüel
sophisticated
çok bilmiş

Ton son derece çok bilmiş. - Tom is extremely sophisticated.

sophisticated
(Ticaret) incelmiş
sophisticated
komplike
sophisticated
bilgiç
sophisticated
karmaşık

Bunlar çok karmaşık cihazlardır. - These are very sophisticated devices.

Sanırım bu ondan biraz daha karmaşık. - I think it's a little more sophisticated than that.

sophisticated
donanımlı
sophisticated
{s} çokbilmiş
sophisticated
{s} düşünceli
sophisticated
{s} dünya/hayat hakkında çok şey bilen (kimse)
sophisticated
karıştır/pişir
sophisticated
(sıfat) sofistike, bilgili, içerikli, bilge, entellektüel, kültürlü, tecrübeli, çok yönlü, gelişmiş, ileri, komplike, kaşarlanmış, pişkin, çokbilmiş, yapmacık, düşünceli
sophisticated
{s} ileri
sophisticated
{s} tecrübeli
English - English
sophisticated
dishonest or misleading (rare; primarily british english)
Favorites