Dünyada neden bu kadar çok namussuz insan var?
- Why are there so many dishonest people in the world?
Tom'un namussuz olduğunu düşünüyorum.
- I think Tom is dishonest.
O tembel ve sahtekar.
- He's lazy and dishonest.
Onlar onu sahtekar olmakla suçladı.
- They accused him of being dishonest.
Sami, Leyla ile dürüst olmayan bir ilişkiye sahipti.
- Sami had a dishonest relationship with Layla.
Bu, dürüst olmayan bir satıcı.
- He's a dishonest salesperson.
Tom'un yaptığı şey hileliydi.
- What Tom did was dishonest.
Tom oldukça güvenilmez.
- Tom is quite untrustworthy.
Ben güvenilmez görünüyor muyum?
- Do I seem untrustworthy?
O şimdiye kadar tanıştığım en dönek insanlardan biri.
- He is one of the most untrustworthy people I have ever met.