Kaza onları mutluluklarından mahrum etti.
- The accident deprived them of their happiness.
Kaza onu görme yeteneğinden mahrum bıraktı.
- The accident deprived him of his sight.
Hükümet onu bütün haklarından mahrum etti.
- The government deprived him of all his rights.
Bir trafik kazası onu sol elini kullanmaktan mahrum etti.
- A traffic accident deprived him of the use of his left hand.
Yoksulluk, oğlanı eğitimden mahrum etti.
- Poverty deprived the boy of education.