O taburcu edilmek üzere.
- She's about to be discharged.
Hasta hastaneden taburcu edildi.
- The patient was discharged from hospital.
Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
- A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
Sayın yargıç, danışmanı tahliye etmek istiyorum.
- Your honor, I would like to discharge counsel.
Sen tahliye ediliyorsun.
- You're being discharged.
Sayın yargıç, danışmanı tahliye etmek istiyorum.
- Your honor, I would like to discharge counsel.
Nehir bir göle boşalmaktadır.
- The river discharges into a lake.
Bir atık su arıtma tesisi şehrin su kaynağının içine zehirli kimyasallar boşalttı.
- A sewage treatment plant discharged toxic chemicals into the town's water supply.
İş yokluğu yüzünden, personelin yarısı işten çıkartıldı.
- Because of a shortage of work, half the staff was discharged.
Nehir bir göle boşalmaktadır.
- The river discharges into a lake.
Sen tahliye ediliyorsun.
- You're being discharged.
Sayın yargıç, danışmanı tahliye etmek istiyorum.
- Your honor, I would like to discharge counsel.
Benim sol kulağımda bir akıntı var.
- I have a discharge from my left ear.
I ran forward, discharging my pistol into the creature's body in an effort to force it to relinquish its prey; but I might as profitably have shot at the sun.