dirsekler

listen to the pronunciation of dirsekler
Turkish - English
angle brackets
plural form of angle bracket
a pair of brackets ( ) used for enclosing information
dirsek
elbow

Nancy put her elbows on her knees. - Nancy dirseklerini dizlerinin üstüne koydu.

Stop resting your elbows on the table. - Dirseklerinizi masaya yaslamayı bırakın.

dirsek
tappet
dirsek
pipe bend
dirsek
coign
dirsek
corner
dirsek
quarter bend
dirsek
poke
dirsek
bracket
dirsek
crank
dirsek
cantilever
dirsek
flexure
dirsek
console
Dirsek
to elbow
dirsek
elbowed

He elbowed me in the ribs. - O, kaburgalarıma dirsek vurdu.

Tom elbowed me in the ribs. - Tom beni kaburgalarımdan dirsekledi.

dirsek
at elbow
dirsek
ancon
dirsek
(pipe) elbow
dirsek
cubitus
dirsek
bend
dirsek
flexion
dirsek
elbow; bend; crank, bracket
dirsek
prop, shore (placed at an angle)
dirsek
angle
dirsek
(boru) offset
dirsek
bellcrank
dirsek
olecranon
dirsek
bend, turn (in a line, road, or river)
dirsek
(Tıp) angulus
dirsek
corbel
Turkish - Turkish

Definition of dirsekler in Turkish Turkish dictionary

Dirsek
mirfak
Dirsek
titan
Dirsek
aran
Dirsek
(Osmanlı Dönemi) MİRFAK
Dirsek
makas
dirsek
Boruların doğrultusunu değiştirmekte kullanılan bağlantı parçası
dirsek
Kol ile ön kol arasındaki eklemin arka yanı
dirsek
Köşe, kenar, uç
dirsek
Bir direği veya başka bir şeyi sağlamlaştırmak için yanına eğik olarak yerleştirilen ağaç, makas: "Elini oturduğu koltuğun dirsek yerine vurunca ben kalktım."- B. Felek
dirsek
Bir direği veya başka bir şeyi sağlamlaştırmak için yanına eğik olarak yerleştirilen ağaç, makas
dirsek
Giysi kolunda dirseğe rastlayan bölüm
dirsek
Köşe
dirsek
Giysi kolunda dirseğe rastlayan bölüm: "Dirseği yırtık neftî bir örme ceket giymiş."- P. Safa
dirsekler
Favorites