dire straits

listen to the pronunciation of dire straits
English - Turkish
Müthiş sıkıntı, büyük sıkıntı
sıkıntı

O çok sıkıntıdaydı ama mecbur olduğu işi isteyerek yaptı. - She was in dire straits, but made a virtue out of necessity.

O parası için sevmediği bir adamla yaşamaya devam ederse, onun umudunu keseceği ve müthiş sıkıntıda olacağı gün gelecektir. - If she continues to live with a man she doesn't love for his money, the day will come when she will despair and be in dire straits.

müthiş sıkıntı

O parası için sevmediği bir adamla yaşamaya devam ederse, onun umudunu keseceği ve müthiş sıkıntıda olacağı gün gelecektir. - If she continues to live with a man she doesn't love for his money, the day will come when she will despair and be in dire straits.

be dire/desperate straits
çok sıkıntıda olmak, boku yemek
be in dire/desperate straits
çok zor bir durumda olmak
be in dire straits
çok güç durumda olmak
in dire straits
müthiş sıkıntıda
English - English
A difficult position

To be in dire straits.

a state of extreme distress
dire straits
Favorites