Making money is his religion.
- Para kazanmak onun dinidir.
He has a good knowledge of Japanese religion.
- O Japon diniyle ilgili iyi bir bilgiye sahiptir.
I don't have a religion and I don't follow any god.
- Benim bir dinim yok ve ben herhangi bir tanrıyı takip etmiyorum.
Is Buddhism a religion or a philosophy?
- Budizm bir din midir yoksa bir felsefe mi?
We blew up a huge rock with dynamite.
- Dinamitle büyük bir kayayı havaya uçurduk.
Culture plays a dynamic role in shaping an individual's character, attitude, and outlook on life.
- Kültür bir bireyin karakterinin, davranışının ve hayata bakış açısının şekillenmesinde dinamik bir rol oynar.
I've lost my religious faith.
- Dinsel inancımı yitirdim.
He stared at the faithful miniature of the dinosaur.
- O, dinozorun sadık minyatürüne baktı.
The new law will deprive religious minorities of their right to vote.
- Yeni yasa dini azınlıkları oy verme haklarından mahrum edecek.
Atheism isn't a religious belief.
- Ateizm dinî bir inanç değildir.