Definition of dinlenme in Turkish English dictionary
- relaxation
What do you do for relaxation?
- Dinlenmek için ne yapıyorsun?
- rest
Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
- Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.
I advised him to take a rest.
- Ben ona dinlenmesini tavsiye ettim.
- breathing-space
- interlude
- break
If Jane does not rest more, she may have a nervous breakdown.
- Eğer Jane daha fazla dinlenmezse, O bir sinir krizi geçirebilir.
I suggest that you take a break and cool off a little.
- Bir mola vermeni ve biraz dinlenmeni öneriyorum.
- retreat
- recovery
- resort
- turnaround
- recumbency
- respite
- rest, relaxation, recreation, respite
- recreation
- breathing space
- repose
- breathing spell
- refreshment
- recessing
- recess
Would you like to take a recess?
- Dinlenmek ister misin?
- dinlenmek
- {f} rest
Becoming very tired, I stopped to rest.
- Çok yorgun olduğumdan dolayı dinlenmek için durdum.
Do you feel like resting?
- Canınız dinlenmek istiyor mu?
- dinlenme bölgesi
- (Askeri) rest area
- dinlenme evresi
- (Denizbilim) resting stage
- dinlenme odası
- lounge
- dinlenme salonu
- lounge
- dinlenme tesisi
- recreation
- dinlenme tesisleri
- (Gıda) roadside restaurant
- dinlenme yeri
- vacation place
- dinlenme yeri
- (İnşaat) recreation area
- dinlenme yeri
- rest
Which one will be our final resting place?
- Hangisi bizim son dinlenme yerimiz olacak?
On weekends, many people work instead of having a rest.
- Hafta sonlarında birçok kişi dinlenme yerine çalışır.
- dinlenme alani
- rest area
- dinlenme odası
- Rest room, resting room
- dinlenme durumunda
- off-position
- dinlenme dönemi
- dormant season
- dinlenme evi
- convalescent home
- dinlenme havuzu
- resting pool
- dinlenme havuzu
- resting basin
- dinlenme izni
- (Askeri) rest and recuperation
- dinlenme kampı
- holiday camp
- dinlenme kampı
- (Askeri) rest camp
- dinlenme limanı
- recreation port
- dinlenme mekanı
- recreation places
- dinlenme odası
- common room
- dinlenme odası
- rest area
- dinlenme odası
- (Hukuk) sanctum
- dinlenme pozisyonu
- resting position
- dinlenme rıhtımı
- (Askeri) resting wharf
- dinlenme salonu
- staff room
- dinlenme salonu
- day room
- dinlenme sistemi
- recreation system
- dinlenme tesisi
- service area
- dinlenme tomurcuğu
- (Botanik, Bitkibilim) dormant bud
- dinlenme yeri
- resting place
Which one will be our final resting place?
- Hangisi bizim son dinlenme yerimiz olacak?
- dinlenme yeri
- health resort
- dinlenme yeri
- resort
- dinlenme yeri
- resort, vacation place
- dinlenmek
- relax
- dinlenmek
- to rest, relax
- dinlen
- lounge
- dinlen
- rest
I'm just going to rest during the summer vacation.
- Yaz tatili sırasında sadece dinleneceğim.
An old man was resting in the shade of the tree.
- Yaşlı bir adam ağacın gölgesinde dinleniyordu.
- dinlenmek
- to be obeyed
- dinlenmek
- listen
- dinlenmek
- catch one's breath
- dinlenmek
- be obeyed
- dinlenmek
- obeyed
- dinlenmek
- unwind
- dinlenmek
- get rest
- dinlenmek
- be listened
- dinlenmek
- to be listened
- dinlenmek
- listened
- dinlen
- {f} rested
- dinlenme evi
- rest home
- dinlenmek
- recess
Would you like to take a recess?
- Dinlenmek ister misin?
- dinlenmek
- refresh oneself
- dinlenmek
- take a rest
I have to take a rest.
- Dinlenmek zorundayım.
The city has a wonderful place to take a rest.
- Şehirin dinlenmek için harika bir yeri vardır.
- Dinlenmek
- have a rest
Tom, who had been working all day, wanted to have a rest.
- Tom, bütün gün çalışıyordu, dinlenmek istedi.
I have no time to have a rest.
- Dinlenmek için vaktim yok.
- Hava Kuvvetleri İhtiyat Kuvveti Komutanlığı; Hava Kuvvetleri Eğlence ve Dinlenme
- (Askeri) Air Force Reserve Command; Armed Forces Recreation Center
- Silahlı Kuvvetler Denizaşırı Bölgeler Personel Dinlenme Merkezi
- (Askeri) Armed Forces Professional Entertainment Overseas
- aktif dinlenme
- active recreation
- dinlenme evi
- resthouse
- dinlenmek
- sit back
- dinlenmek
- to be set aside (to mellow, to rise, to settle)
- dinlenmek
- repose oneself
- dinlenmek
- lie up
- dinlenmek
- repose
- dinlenmek
- recreate oneself
- dinlenmek
- lie back
- dinlenmek
- to be listened; to be obeyed; to rest, to relax istirahat etmek
- dinlenmek
- (deyim) wind down
- dinlenmek
- breath
- dinlenmek
- refresh
- dinlenmek
- {k} put one's feet up
- sürücülerin araba kullanması ve dinlenme zamanları hakkında mevzuat
- (Hukuk) legislation on driving and rest time
- öğrenci dinlenme odası
- junior common room