dinle!

listen to the pronunciation of dinle!
Turkish - English
hist
listen to

I like to listen to classical music. - Klasik müzik dinlemeyi severim.

Linda went to the park to listen to the music. - Linda müzik dinlemek için parka gitti.

hark
listen

I listened, but I didn't hear anything. - Dinledim fakat hiçbir şey duymadım.

Listen! They're playing my favorite music. - Dinle! Favori müziğimi çalıyorlar.

mind

If you don't mind, I'd like to rest here for a while. - Sakıncası yoksa bir süre burada dinlenmek istiyorum.

Children should obey their elders, mind you. - Dinle bak, çocuklar büyüklerine itaat etmelidir.

(Bilgisayar) listen on
{f} listening

I cheered myself up by listening to music. - Müzik dinleyerek kendime moral verdim.

The children love listening to stories. - Çocuklar masal dinlemeyi sever.

wiretap

Sami's phones were wiretapped. - Sami'nin telefonları dinlendi.

hearken
dinle!
Favorites