Turkish - English
Definition of dinç in Turkish English dictionary
- spry
- (Hukuk) vigorous
- energetic and vigorous, robust and active
- sinewed
- fresh
Although I came back late from the party last night, I was as fresh as a daisy in the morning.
-Önceki gece partiden geç dönmeme rağmen sabah bir papatya kadar dinçtim.
- untroubled, unconcerned, insouciant
- red-blooded
- succulent
- hale
- vigorous, robust, spry, lusty
- youthful
- hearty
- florid
- upstanding
- lusty
- husky
- robust
- sinewy
- humming
- full-blooded
- red blooded
- stiff
- dinç bir şekilde
- vigorously
- dinç kimse
- husky
- dinç olmak
- bloom
- dinç ve canlı
- hale and hearty
- başı dinç
- at ease
- canlı ve dinç adam
- hearty
- iri yarı ve dinç
- strapping
- iri yarı ve dinç kimse
- strapper
- kafası dinç olmak
- to feel fresh and alert
- yaşına göre dinç olmak
- bear one's years well
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of dinç in Turkish Turkish dictionary
- Gücü ve sağlık durumu yerinde, canlı, zinde, tendürüst, tuvana: "Kısa kesilmiş çember sakallı, iri ağızlı, yetmişlik, dinç bir ihtiyar."
- Gücü ve sağlık durumu yerinde, canlı, zinde, tendürüst, tüvana
- başı dinç
- Kaygısız ve tasası olmayan (kimse)