dil

listen to the pronunciation of dil
Turkish - English
language

There are few sites in the Tatar language on the Internet. - İnternette Tatar dilinde çok az site vardır.

It isn't a surprise that English is the world's most spoken language. - Hiç şüphe yok ki İngilizce dünyada en çok konuşulan dildir.

tongue

French is her mother tongue. - Fransızca, onun ana dilidir.

I can speak Esperanto as if it's my mother tongue. - Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.

speech

I'm almost speechless. - Ben neredeyse dilsizim.

Music is a common speech for humanity. - Müzik insanlık için ortak bir dildir.

lingo
(özel) parlance
clapper
vernacular

The pitaya's common English name of dragon fruit reflects its vernacular name in many Asian languages. - Pitaya'nın ortak İngilizce adı dragon fruit birçok Asya dillerinde onun argo adını yansıtmaktadır.

feather
key

The key to the so-called mastery of any language is bringing the words and grammar to life through context. - Sözde herhangi bir dilin hakimiyetinin anahtarı, kelimeleri ve dilbilgisini bağlama yoluyla hayata geçirmektir.

A language is a key to the heart of millions. - Bir dil milyonların anahtarıdır.

langue
pawl
latch
neck
(Arılık) proboscis
(Bilgisayar) script
(Arılık) lingua

Why do you want Esperanto to become a lingua franca while you continue to communicate in English? - Neden İngilizce dilinde iletişim kurmaya devam ederken Esperanto'nun bir lingua franca olmasını istiyorsun?

parlance
tongue; language; spit
dialect

In grammar and vocabulary, some dialects differ significantly from the standard language. - Dilbilgisinde ve kelime hazinesinde, bazı lehçeler standart dilden önemli ölçüde farklıdır

Teochew is a dialect of Min Nan. - Teochew dili, Min Nan'ın bir şivesidir.

prominent
(Denizbilim) common sola
spit

In spite of my diet, I couldn't help taking a slice of chocolate cake. - Diyetime rağmen, bir dilim çikolatalı kek almaktan kendimi alamadım.

In spite of the language difficulty, we soon became friends. - Dil zorluğuna rağmen biz kısa sürede arkadaş olduk.

tounge
spline
(Anatomi) glossa
linguiform
(Diş Hekimliği) gloss
dil balığı
flounder
dil pası
fur
dil uzatan
assailant
dil altı
(Tıp) sublingual
dil ayarla
(Bilgisayar) set language
dil bilim
philology
dil bul
(Bilgisayar) find language
dil dökmek
flatter
dil ekle
(Bilgisayar) add language
dil kaldır
(Bilgisayar) remove language
dil kodu
(Bilgisayar) language code
dil kursu
language course

This year we offer the same language course as last year. - Bu yıl geçen yıl olduğu gibi aynı dil kursunu sunuyoruz.

Why is it that many language courses are ineffective? - Neden o birçok dil kursu etkisizdir?

dil kökü
(Dilbilim) root
dil söğüş
(Gıda) boiled tongue
dil sınavı
language testing
dil ucu
(Dilbilim) blade
dil ucu
(Dilbilim) apex
dil uzluğu
oratory
dil yok
(Bilgisayar) no language
dil çubuğu
(Bilgisayar) language bar
dil önü
(Dilbilim) front
dil becerisi
language skills
dil bilim
linguistics

He studies computational linguistics. - Bilişimsel dil bilim öğrenimi yapmaktadır.

In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers. - Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.

dil bilimci
linguists
dil birliği
Language Association
dil i
languages i
dil çıkarmak
Stick out one's tongue
dil çıkarmak
Put one's tongue out
dil-hun
language-hun
dil alanı
(Dilbilim) linguistic area
dil atlası
linguistic atlas
dil balığı
fluke
dil balığı eti
(tek parça) flitch
dil barajı
language barrier
dil basacağı
tongue depressor
dil bilgini
philologist
dil bilgisi araçları
(Bilgisayar) spelling tools menu
dil bilimci
(Dilbilim) linguistic scientist
dil bilimi
linguistics

In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers. - Bilişimsel dil bilimi eğitimi yapmak için çeşitli dilleri bilmek gerekli, ancak, insan bilgisayarların kullanımı da bilmelidir.

dil bilmek
know a language
dil bilmek
speak a language
dil dersi
(Dilbilim) language lesson
dil döken
glib
dil dökerek elde etmek
coax smth. out of smb
dil dökme
blandishment
dil dökme
blarney
dil dökme
rose water
dil dökmek
blandish
dil dökmek
wheedle
dil dökmek
coax
dil dökmek
sweet talk
dil dökmek
to talk sb round/over, to blandish, to flatter
dil dışı
(Dilbilim) extralinguistically
dil dışı
(Dilbilim) non-linguistic
dil engeli
language barrier
dil füme
(Gıda) smoked ox tongue
dil gibi
tonguelike
dil grubu
phylum
dil ile çıkarılan ses
lingual
dil içi özellik
(Dilbilim) intralinguistic
dil işlemcisi
language processor
dil işleyicisi
language processor
dil kanalı
(Arılık) glossal-canal
dil kanalı
(Arılık) lingual groove
dil kemiği
hyoid
dil kemiği
hyoid bone
dil laboratuvarı
language laboratory
dil oluğu
(Arılık) glossal groove
dil oluğu
(Arılık) glossal-canal
dil ortam formatı
(Askeri) language media format
dil pabucu
(Arılık) spoon of tongue
dil pabucu
(Arılık) labellum
dil sesi
lingual
dil sürçmesi
Freudian slip

This must have been some kind of Freudian slip. - Bu bir tür dil sürçmesi olmalı.

dil sürçmesi
slip of the tongue

It was a slip of the tongue. - Bu bir dil sürçmesiydi.

dil uzatan
assailer
dil uzatma
attack
dil uzatma
broadside
dil uzatmak
defame
dil uzatmak
malign
dil uzatmak
to talk against, to defame, to malign, to assail
dil uzatmak
rail
dil uzatmak
go for
dil uzatmak
sail into
dil uzatmak
attack
dil uzatmak
assail
dil uzatılamaz
unassailable
dil uzmanı
philologist
dil vuruşu yapmak
(çalgı) tongue
dil yarası
wounded feelings caused by harsh words
dil yoluyla toplumun kültürünü inceleyen bilim
philology
dil yorumlayıcı
language interpreter
dil yutmak
swallow one's tongue
dil çevirici
language translator
dil öbeği
(Dilbilim) linguistic group
dil özelliklerini taşıyan
idiomatic
dil öğrenen kimse
linguist
dil öğrenmek
pick up a language
mesleki dil
jargon
yabancı dil
lingo
yabancı dil
foreign language

Intonation is a notoriously difficult part of a foreign language to acquire. - Tonlama herkesin bildiği gibi yabancı dilin kazanması zor bir parçasıdır.

It's hard to learn a foreign language. - Yabancı dil öğrenmek zordur.

çok dil bilen
multilingual
ıskoç yaylalarına özgü dil
Erse
mesleki dil
language
amir dil
(Askeri) ruling language
birden çok dil
(Bilgisayar) multilingual
derleyici düzeyli dil
compiler-level language
dil peyniri
(Gıda) string cheese
dil sürçmesi
(Dilbilim) tongue slip
dil sürçmesi
speech defect
dil sürçmesi
slip

It was a slip of the tongue. - Bu bir dil sürçmesiydi.

This must have been some kind of Freudian slip. - Bu bir tür dil sürçmesi olmalı.

erek dil
target language
geçerli dil
(Dilbilim) lingua franca
geçerli dil
(Bilgisayar) language neutral
gizli dil
(Askeri) secret language
hint-avrupa dil ailesine ait
indo-european
ilk dil
(Dilbilim) first language
karma dil
(Dilbilim) pidgin
makineye yönelik dil
(Bilgisayar,Teknik) machine oriented language
metin dil bilimi
(Fonetik, Ses Bilimi) Text linguistics
nesne yönelimli dil
(Bilgisayar) object-oriented language
probleme yönelik dil
problem-oriented language
simgesel dil
(Bilgisayar) formal language
soruna yönelik dil
(Bilgisayar) problem oriented language
teknik dil
jargon
toplumsal dil
(Dilbilim) langue
tutmak dil
guard
ulusal dil
(Dilbilim) national language
uygulamaya yönelik dil
application-oriented language
yerli dil
vernacular
yordama yönelik dil
(Bilgisayar) procedural language
yordama yönelik dil
(Bilgisayar) procedure-oriented-language
yordama yönelik dil
(Bilgisayar) procedure-oriented language
üst dil
(Pisikoloji, Ruhbilim) metalanguage
üst-dil
(Felsefe) metalanguage
dil okulu
language school
dil sürçmesi
lapsus linguae
dil sürçmesi
tongue twister
dil öğrenimi
language learning
dil öğretimi
language teaching
Bıçak yarası geçer dil yarası geçmez
(Atasözü) Words cut more than swords
dil bilgisi
knowledge of languages
hint iran dil grubuna verilen ad
Indian name given to the Iranian language group
kullanılan dil, modern dil
The language used in modern languages
English - English
Dataphor Interface Language An XML format for describing user interfaces independent of the platform on which they will be realized
dilate Dx diagnosis
Two parallel rows of connection holes on a PCB Also, the type of connector used with this array
Dual-in-line Refers to component shape with two parallel rows of connection leads Syn: DIP
dual in line package: simplest type of plastic package where the I/O's are found on either side of the package
ate
(see Data Interchange Language)
Diller
{i} family name; village in Nebraska (USA)
Turkish - Turkish
Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ; tat alma organı
Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi
Anahtar
Kimi üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak
Kıstak
İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan
Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı: "Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki..."- Y. Z. Ortaç. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan: "Dilinden Anadolu'lu olduğu ancak belli oluyordu."- S. F. Abasıyanık
Denize uzanan dar ve alçak kara parçası, berzah
insanların iletişim kurmak için kullandıkları işaret sistemi
Belli durumlara, mesleklere, konulara özgü dil
Büyük baş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili
Düşünce ve duyguları bildirmeye yarayan herhangi bir anlatım aracı
Sorguya çekilmek için yakalanan tutsak
Makaraların ve bastikaların içine yerleştirilmiş olan, üzerinden geçirilen halatı istenilen yöne çevirmeye yarayan, çevresi oluklu, küçük döner tekerlek
Bazı üflemeli çalgılarda titreşerek ses çıkaran ince metal yaprak
Ayakkabı bağlarının ayağı rahatsız etmemesini sağlayan ve bağ altına rastlayan saya parçası
Bir çağa, bir gruba, bir yazara özgü söz dağarcığı ve söz dizimi: "Halk dilinin günebakan ismini verdiği bu çiçek, güneşe âşıktır."- H. S. Tanrıöver
Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli bölümleri
Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı
Büyükbaş hayvanların haşlanıp pişirildikten sonra yenebilen dili: "Birkaç dilim ekmek, ince bir iki dilim peynir veya dil, bazen de haşlanmış bir sebze yemeği."- S. F. Abasıyanık
(Osmanlı Dönemi) NEVAD
DİL
(Osmanlı Dönemi) Coğ: Denizin içine uzanmış üstü düz mumluk, uzunca kara parçası
DİL
(Osmanlı Dönemi) t. Lisan, zeban
DİL
(Osmanlı Dönemi) İnsanların konuştukları lehçelerin her birisi. Lügat
DİL
(Osmanlı Dönemi) Mc: Gıybet, mezemmet, dedi-kodu, çekiştirme.İnsanın yüz cihazatından birtek cihazı olan lisanı; bir et parçası iken, iki büyük vazifesiyle yüzer hikmetlere, neticelere, meyvelere, fâidelere âlet oluyor.. Taamların zevkindeki vazifesi, ayrı ayrı bütün t
DİL
(Osmanlı Dönemi) Ağızdaki tat alma duygusu ve konuşma uzvu
DİL
(Osmanlı Dönemi) Muhtelif âlât ve edevâtın uzunca ve yassı, ekseriya oynak kısımları
dil sürçmesi
Ağızdan yanlışlıkla çıkan söz, sürç-i lisan
dil akrabalığı
Bir ana dilden türeyen diller arasındaki yakınlık
dil altı
Genellikle kalp hastalıklarında ilâcın hızlı ve kesin etkisini sağlamak için dilin altına konup emilen ilâç
dil altı bezleri
Dilin altında bulunan tükürük bezleri
dil atlası
Dilleri, lehçeleri veya dil olaylarını yayılış bölgelerine göre gösteren atlas
dil avcısı
Casus
dil balığı
Kemikli balıklar takımından, pullu, 50 cm büyüklüğünde, yassı bir balık (Solea vulgaris)
dil bilgisi
Bir dilin ses, biçim ve cümle yapısını inceleyip kurallarını tespit eden bilim, gramer
dil bilimci
Dil bilimiyle uğraşan kimse, dilci, lengüist
dil bilimi
Dillerin yapısını, gelişmesini, dünyada yayılmasını ve aralarındaki ilişkileri ses, biçim, anlam ve cümle bilgisi bakımından genel veya karşılaştırmalı olarak inceleyen bilim, lisaniyat, lengüistik
dil bilimsel
Dil bilimiyle ilgili
dil birliği
Lehçe ve ağız farklarını gidererek aynı dili kullanan toplumlar arasında ortak bir yazı dilinde ve alfabede birleşme
dil cambazı
Düşüncelerini çok iyi anlatan, güzel konuşan, hatip
dil coğrafyası
Yeryüzünde dillerin yayıldığı alanları inceleyen bilim dalı
dil dalaşı
Ağız dalaşı
dil ebesi
Lâf ebesi
dil felsefesi
Dilin özü, kökeni, anlamı, yapısı üzerine araştırmalar yapan felsefe dalı
dil kavgası
Ağız kavgası
dil oğlanı
İstanbul'daki yabancı elçiliklerde Türkçe öğretilerek çevirmen olmak üzere yetiştirilen genç
dil pelesengi
Söz arasında yerli yersiz söylenen ve tekrarlanan söz
dil peyniri
Koyun sütünden yapılan, yağlı, lezzetli, tuzsuz peynir
dil sürçmesi
Sözleri yerinde ve düzgün olarak söyleyememe
dil tutukluğu
Dilin iyi çalışmamasından ileri gelen söyleme güçlüğü, anartri
dil tutukluğu
Herhangi bir sebeple konuşamama
dil yarası
Acı sözün yarattığı kırgınlık
dil yarası
Gönül yarası
dil öğrenimi
Yabancı bir dilde öğrenim görme
dil öğretimi
Yabancı dille eğitim ve öğretim yapma
dil şakası
Ağız şakası
metin dil bilimi
(Fonetik, Ses Bilimi) Metnin bir bütün olarak yapısı ile işlevi ve metni oluşturan ögeler arasındaki ilişkileri ele alan dilbilim alanı
Dil bilgisi
sarf
Dil bilgisi
gramer
Dil bilimci
dilci
English - Turkish

Definition of dil in English Turkish dictionary

mesleki yabancı dil
Vocational foreign language
yabancı dil sınavı
Foreign language exam