You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
- Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature.
- Birçok Avrupalı araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
He cautioned me against being careless of my health.
- O beni benim sağlığıma karşı dikkatsiz olmama karşı uyarıda bulundu.
We should proceed with great caution.
- Büyük bir dikkatle devam etmeliyiz.
You must take the fact into consideration.
- Gerçeği dikkate almalısın.
Tom didn't take Mary's age into consideration.
- Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
No attention was paid to his warning.
- Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi.
She seldom pays regard to my advice.
- O, tavsiyemi nadiren dikkate alır.
He came regardless of my instructions.
- Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed.
- Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
Tom was mindful of my warning.
- Tom uyarıma dikkat etti.
I make a point of arranging sentences in my mind before writing them down.
- Yazmadan önce cümleleri aklımda düzenlemeye dikkat ederim.
Beware of thefts in a big city.
- Büyük bir şehirde hırsızlığa karşı çok dikkatli olun.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
He seldom gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
Look out for pickpockets.
- Yankesicilere dikkat et.
Look out for the wild dog!
- Vahşi köpeğe dikkat edin!
I hope my mistake will escape his notice.
- Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
They gave no heed to the warning.
- Uyarıya dikkat etmediler.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
There was nothing worthy of remark at the fair.
- Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.
Recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
Watch out for pickpockets.
- Yankesicilere dikkat et.
Do we need to watch out for tigers around here?
- Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz?
Kate took careful notes on the history lecture.
- Kate tarih dersinde dikkatle not tuttu.
Please take note of that.
- Lütfen ona dikkat et.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
I hope my mistake will escape his notice.
- Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
Beware! There's a car coming!
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.
Beware! There's a car coming!
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.