You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
By lack of attention, she hit the post with her car.
- Dikkatsizlikten,arabasıyla direğe çarptı.
You should pay more attention to your own safety.
- Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin.
Everything should be done with the greatest caution.
- Her şey en büyük dikkatle yapılmalı.
Please proceed with caution.
- Lütfen dikkatli olun.
You should take her illness into consideration.
- Onun hastalığına dikkat etmelisin.
I have taken everything into consideration.
- Her şeyi dikkate aldım.
No attention was paid to his warning.
- Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
He came regardless of my instructions.
- Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
She seldom pays regard to my advice.
- O, tavsiyemi nadiren dikkate alır.
Be careful interpreting indirect translations. Genders may have changed.
- Dolaylı çevirileri yorumlarken dikkatli ol. Cinsiyetler değişmiş olabilir.
You'd better be careful about going to her house.
- Onun evine gitme hakkında dikkatli olsan iyi olur.
I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake.
- Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.
If he'd been there, he'd have told you to mind your manners.
- Orada olsaydı, hareketlerine dikkat etmeni söylerdi.
Beware of falling rocks!
- Düşen kayalara dikkat edin!
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
He seldom gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
Look out! There's a car coming.
- Dikkat! Gelen bir araba var.
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
I hope my mistake will escape his notice.
- Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
They gave no heed to the warning.
- Uyarıya dikkat etmediler.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
The recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.
Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
- Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
Watch out for pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Watch out for thieves around here.
- Civardaki hırsızlara dikkat edin.
There is one very noteworthy element in this stage.
- Bu aşamada dikkat çeken bir husus vardır.
Please take note of that.
- Lütfen ona dikkat et.
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
I didn't notice the light turn red.
- Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
Beware! There's a car coming!
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!