I had to consider Tom's proposal.
- Tom'un önerisini dikkate almak zorunda kaldım.
She achieved remarkable results.
- O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
I've seen Tom do some remarkable things.
- Tom'un bazı dikkate değer şeyler yaptığını gördüm.
Chemistry has made notable progress in recent years.
- Kimya bilimi son zamanlarda dikkate değer bir gelişim gösterdi.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
Although many European researchers have studied ancient Persian literature in the nineteenth century, the new world is not paying attention to our contemporary literature.
- Birçok Avrupalı araştırmacılar on dokuzuncu yüzyılda eski Fars edebiyatı eğitimi almasına rağmen, yeni dünya çağdaş edebiyatımıza dikkat etmiyor.
You should pay more attention to your own safety.
- Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin.
Please proceed with caution.
- Lütfen dikkatli olun.
Everything should be done with the greatest caution.
- Her şey en büyük dikkatle yapılmalı.
He came regardless of my instructions.
- Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
- Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
There was nothing worthy of remark at the fair.
- Fuarda dikkate değer bir şey yoktu.
This book is worthy of attention.
- Bu kitap dikkate değer.
There are noticeable differences between the two.
- İkisinin arasında dikkate değer farklılıklar var.
The results are noteworthy.
- Sonuçlar dikkate değerdir.
I have taken everything into consideration.
- Her şeyi dikkate aldım.
Tom didn't take Mary's age into consideration.
- Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.
He paid no attention to my warning.
- Uyarımı dikkate almadı.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
- Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
Tom regarded the statue carefully.
- Tom heykele dikkatlice baktı.
You should take into consideration the advice of your mother.
- Annenin tavsiyesini dikkate almalısın.
You must take the fact into consideration.
- Gerçeği dikkate almalısın.
I advise you to be careful in making notes for the lecture.
- Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
You must be careful not to make him angry.
- Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
If he'd been there, he'd have told you to mind your manners.
- Orada olsaydı, hareketlerine dikkat etmeni söylerdi.
I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake.
- Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.
Beware of falling rocks!
- Düşen kayalara dikkat edin!
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
- Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
Look out for the wild dog!
- Vahşi köpeğe dikkat edin!
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!
Let's begin by considering the similarities.
- Benzerlikleri dikkate alarak başlayalım.
I hope my mistake will escape his notice.
- Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
It's my fault that the cake was burned. I was talking on the phone and didn't notice the time.
- Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
Take heed of her advice.
- Onun tavsiyesine dikkat et.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
She achieved remarkable results.
- O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
- Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
Watch out for thieves around here.
- Civardaki hırsızlara dikkat edin.
Watch out for pickpockets.
- Yankesicilere dikkat et.
You need to take note of this!
- Buna dikkat etmelisin!
There is one very noteworthy element in this stage.
- Bu aşamada dikkat çeken bir husus vardır.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
I hope my mistake will escape his notice.
- Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
Beware! There's a car coming!
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.