I didn't notice the light turn red.
- Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
It's my fault that the cake was burned. I was talking on the phone and didn't notice the time.
- Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.
Watch out! There's a big hole there.
- Dikkat et! Orada büyük bir çukur var.
Tom made a list of potential problems that we should watch out for.
- Tom dikkat etmemiz gereken potansiyel sorunların bir listesini yaptı.
Please take note of that.
- Lütfen ona dikkat et.
You need to take note of this!
- Buna dikkat etmelisin!
They gave no heed to the warning.
- Uyarıya dikkat etmediler.
Take heed of her advice.
- Onun tavsiyesine dikkat et.