The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
By lack of attention, she hit the post with her car.
- Dikkatsizlikten,arabasıyla direğe çarptı.
We should proceed with great caution.
- Büyük bir dikkatle devam etmeliyiz.
Everything should be done with the greatest caution.
- Her şey en büyük dikkatle yapılmalı.
I have taken everything into consideration.
- Her şeyi dikkate aldım.
Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
- Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
No attention was paid to his warning.
- Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Tom regarded the statue carefully.
- Tom heykele dikkatlice baktı.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
- Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
I advise you to be careful in making notes for the lecture.
- Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
You'd better be careful about going to her house.
- Onun evine gitme hakkında dikkatli olsan iyi olur.
If he'd been there, he'd have told you to mind your manners.
- Orada olsaydı, hareketlerine dikkat etmeni söylerdi.
I make a point of arranging sentences in my mind before writing them down.
- Yazmadan önce cümleleri aklımda düzenlemeye dikkat ederim.
Beware of falling rocks!
- Düşen kayalara dikkat edin!
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
- Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
He seldom gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!
I didn't notice the light turn red.
- Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
I hope my mistake will escape his notice.
- Hatamın onun dikkatinden kaçacağını umuyorum.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Take heed of her advice.
- Onun tavsiyesine dikkat et.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
Recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
- Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
Watch out mom, these are coming your way!
- Dikkatli olun anne, onlar size doğru geliyor.
Watch out for thieves around here.
- Civardaki hırsızlara dikkat edin.
You need to take note of this!
- Buna dikkat etmelisin!
Please take note of that.
- Lütfen ona dikkat et.
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
I didn't notice the light turn red.
- Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
Let the buyer beware.
- Alıcı dikkatli olsun.
Beware! There's a car coming!
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.