difficult to endure; arduous

listen to the pronunciation of difficult to endure; arduous
English - Turkish

Definition of difficult to endure; arduous in English Turkish dictionary

trying
bıktırıcı
trying
(Bilgisayar) deneniyor
trying
deneyerek
trying
zahmetli
trying
{f} dene

Tom Fransız kornosunu çalmayı öğrenmeyi denemek için çok zaman harcadı. - Tom spent a lot of time trying to learn how to play the French horn.

Hayallerinizi gerçekleştirmek istiyorsanız, denemeye devam edin. - If you want to make your dreams come true, keep on trying.

trying
üzücü
trying
güç

Ukrayna güvenlik güçleri bu iki önemli kenti birbirinden ayırmak amacıyla Donetsk ve Luhansk arasındaki kasaba ve köyleri işgal etmeye çalışıyorlar. - The Ukrainian security forces are trying to occupy the towns and villages between Donetsk and Luhansk in order to cut off those two important cities from each other.

Tom Mary'yi top cambazlığı yapmaya çalışırken gördüğünde gülmemek için kendini güçlükle frenledi. - Tom could hardly keep from laughing when he saw Mary trying to juggle some balls.

trying
çetin
trying
{s} sabrı zorlayan
trying
try yor/yargıla/dene
trying
{s} sıkıcı

Bu yazılımın nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak sıkıcı. - Trying to figure out how this software works is a pain in the neck.

Aynı anda konuşmaya çalışan bir grup genç kızdan daha can sıkıcı bir şey yok. - There's nothing more annoying than a group of young girls all trying to talk at the same time.

trying
{s} yorucu, zor, sıkıntılı
trying
{s} kalkışan
trying
{s} uğraşan
trying
{s} uğraştırıcı
trying
{s} yorucu
English - English
trying
difficult to endure; arduous
Favorites