Seninle görüşmek istediğim karışık bir sorunum var.
- I have a complicated matter I want to discuss with you.
Bu karışık, biliyorsun.
- It's complicated, you know.
Ne zaman bu kadar çetrefilli oldu?
- When did it get so complicated?
Herkesin hayatı muğlak.
- Everybody's life is complicated.
Bu anlaşılması zor bir hikaye.
- It's a complicated story.
Bu şehirde bir taksi bulmak zordur.
- In this city finding a taxi is complicated.
Bu anlaşılması zor bir hikaye.
- It's a complicated story.