different; unlike; dissimilar; distinct; separate

listen to the pronunciation of different; unlike; dissimilar; distinct; separate
English - Turkish

Definition of different; unlike; dissimilar; distinct; separate in English Turkish dictionary

diverse
{s} çeşitli
diverse
{s} değişik
diverse
{s} farklı

Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım. - Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.

Bu, etnik açıdan farklı bir okul. - It is an ethnically diverse school.

diverse
{s} türlü türlü
diverse
türlü
diverse
çeşit çeşit
English - English
diverse
different; unlike; dissimilar; distinct; separate
Favorites