different; unlike; dissimilar; distinct; separate

listen to the pronunciation of different; unlike; dissimilar; distinct; separate
English - Turkish

Definition of different; unlike; dissimilar; distinct; separate in English Turkish dictionary

diverse
{s} çeşitli
diverse
{s} değişik
diverse
{s} farklı

Bu, etnik açıdan farklı bir okul. - It is an ethnically diverse school.

Bu dağlarda bulunan tuzlar ve mineraller oldukça farklıdır. - The salts and minerals found in these mountains are quite diverse.

diverse
{s} türlü türlü
diverse
türlü
diverse
çeşit çeşit
English - English
diverse
different; unlike; dissimilar; distinct; separate
Favorites