Definition of devoted; loyal; conscientious in English Turkish dictionary
- dedicated
- {s} kendini işine adamış
Tom gerçekten kendini işine adamış, değil mi?
-Tom is really dedicated, isn't he?
Tom kendini işine adamış bir aile erkeğidir.
-Tom is a dedicated family man.
- dedicated
- {s} adanmış
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
-The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Çok adanmış olduğun konusunda hiçbir fikrim yoktu.
-I had no idea you were so dedicated.
- dedicated
- işine kendini adamış
- dedicated
- ayrılmış
- dedicated
- adanmak
- dedicated
- atanmış
- dedicated
- (işine) özünü adamış
- dedicated
- {f} ada
O, hayatını barışa adadı.
-He dedicated his life to peace.
O, hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.
-He dedicated his life to helping the poor.
- dedicated
- {f} ata
- dedicated
- {f} ata: adj.atanmış
- dedicated
- {f} ada: adj.adanmış
- dedicated
- (line) adanmış hat
- dedicated
- {s} ithaf olunmuş
Bu kitap herkese ithaf olunmuş değil.
-This book is not dedicated to anyone.
- dedicated
- kendini adamış
- dedicated
- {s} verilmiş
Related Terms
Definition of devoted; loyal; conscientious in English English dictionary
- dedicated