devlet

listen to the pronunciation of devlet
Turkish - English

Definition of devlet in Turkish English dictionary

<span class="word-self">devletspan>
(Hukuk) state

Which language is spoken in the United States of America? - Amerika Birleşik Devletleri'nde hangi dil konuşuluyor?

In 1860, Lincoln was elected President of the United States. - 1860'ta Lincoln, Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına seçildi.

<span class="word-self">devletspan>
government

I'm a government worker. - Ben bir devlet işçisiyim.

The president of the company bribed the government minister. - Şirketin Başkanı Devlet Bakanına rüşvet verdi.

<span class="word-self">devletspan>
(Politika, Siyaset) governance
<span class="word-self">devletspan>
(Kanun) crown
<span class="word-self">devletspan>
the state

The state is going to reform its drug policies. - Devlet ilaç politikalarında reform yapacak.

He was raised in the States, but his mother tongue is Japanese. - O, Amerika Birleşik Devletleri'nde büyüdü fakat onun ana dili Japonca.

<span class="word-self">devletspan>
body politic
<span class="word-self">devletspan>
state for
devletler
states

The United States borders Canada. - Amerika Birleşik Devletleri, Kanada ile komşudur.

In 1860, Lincoln was elected President of the United States. - 1860'ta Lincoln, Birleşik Devletler başkanlığına seçildi.

<span class="word-self">devletspan>
polity
<span class="word-self">devletspan>
commonweal
<span class="word-self">devletspan>
political

Later, those from many other countries flocked to the United States because they were attracted by reports of great economic opportunities and religious and political freedom. - Daha sonra, diğer birçok ülkeden olanlar büyük ekonomik imkanlarla ilgili raporlar ve dini ve politik özgürlük tarafından cezbedildikleri için Amerika Birleşik Devletlerine akın ettiler.

<span class="word-self">devletspan>
the community
<span class="word-self">devletspan>
commonwealth
<span class="word-self">devletspan>
governmental
<span class="word-self">devletspan>
prosperity, good luck
<span class="word-self">devletspan>
state; government
<span class="word-self">devletspan>
official

The United States has officially ended economic sanctions against Burma. - Amerika Birleşik Devletlerinin Burmaya karşı ekonomik yaptırımları resmen sona erdi.

The politician pushed for reform by denouncing the corruption of the government officials. - Siyasetçi devlet memurlarının yolsuzluğunu kınayarak reformu ısrarla istedi.

Turkish - Turkish

Definition of devlet in Turkish Turkish dictionary

<span class="word-self">DEVLETspan>
(Osmanlı Dönemi) Sınırları belli olan bir memleketin sahibi olan insanların kurduğu siyasî, hukukî, idarî mahiyetteki merkezî teşkilât. Devlet, teşekkül tarzı, takip ettiği esas siyaset, temsil ettiği hâkimiyet ve iktidarın mahiyeti bakımından çeşitlere ayrılır: 1- Kapitalist Devlet: İktisadî siyasete, şahsî mülkiyet, şahsî teşebbüs ve serbest rekabete dayanan, iktidar ve hâkimiyetin kapitalist sınıfın elinde bulunduğu devlet şeklidir.2- Sosyalist ve Komünist Devlet : Şahsî mülkiyeti ortadan kaldıran, yerine işçi sınıfı adı
<span class="word-self">devletspan>
Talih
<span class="word-self">devletspan>
Büyüklük, mevki
<span class="word-self">devletspan>
Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasi bakımdan teşkilatlanmış millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık
<span class="word-self">devletspan>
Mutluluk: "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi."- Muhibbî
<span class="word-self">devletspan>
Devletin yönetim organları: "Devlet hizmetinde epeyce ileride sayılanlardan olsa gerek."- M. Ş. Esendal
<span class="word-self">Devletspan>
generk
<span class="word-self">Devletspan>
devlet baba
<span class="word-self">Devletspan>
ülke
<span class="word-self">Devletspan>
(Osmanlı Dönemi) KERNEBE
Devletler
düvel
<span class="word-self">devletspan>
Mutluluk; talih
<span class="word-self">devletspan>
Devletin yönetim organları
devlet
Favorites