devle

listen to the pronunciation of devle
Turkish - English
with giant
dev
giant

That's one small step for man, one giant leap for mankind. - Bu, bir kişi için küçük bir adımdır ama insanlık için dev bir sıçramadır.

Giant pandas live only in China. - Dev pandalar sadece Çin'de yaşarlar.

dev
{s} huge

The experiment was a huge success. - Deney devasa bir başarıydı.

A huge federal budget deficit has been plaguing the American economy for many years. - Dev bir federal bütçe açığı, yıllardır Amerikan ekonomisinin başına bela oldu.

dev
goliath
dev
ogre
dev
monstrous
Dev
ogres
dev
supermassive
dev
colossus
dev
(dişi) giantess
dev
something that is huge
dev
giant, colossus; gigantic, monstrous, colossal
dev
kingsize
dev
colossal

What a colossal waste of time! - Ne devasa bir zaman kaybı!

A colossal earthquake ripped through the city. - Devasa bir deprem şehrin içinden yardırıp gitti.

dev
massy
dev
monster

It's a monster storm. - Dev gibi bir fırtına.

Layla thinks that dingoes are huge monsters. - Leyla dingoların devasa canavarlar olduğunu düşünüyor.

dev
titan
dev
person or thing of enormous size
dev
{s} cyclopean
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) (DÜVLE) "Devlet" kelimesinin Arapça tabirlerde geçen bir şekli
(Osmanlı Dönemi) İki asker muharebe ettiklerinde birinin diğerine galip olması. Düvlet malda; devlet harpte ve mertebede kullanılır
DEV
(Osmanlı Dönemi) şeytan, ifrit, cin.DE'V : Aldatmak, hud'a
Dev
(Osmanlı Dönemi) MÜSTETAB
Dev
(Osmanlı Dönemi) EHRAMEN
dev
Çok büyük, çok önemli
dev
Olağanüstü irilikte olan
dev
Olağanüstü irilikte olan: "Dev vücudu içinde bir genç kız hassasiyeti taşıyor."- Y. Z. Ortaç. Çok büyük, çok önemli
dev
Korkunç, çok iri ve olağanüstü güçlü masal yaratığı