Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
- Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
Yeni bir makine geliştirmek için çok çalıştılar.
- They worked hard in order to develop a new machine.
Japonya gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yenlik bir yardım paketini taahhüt etti.
- Japan guaranteed a 2 billion yen aid package to developing countries.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
- Education aims to develop potential abilities.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Ticaret şehirlerin gelişmesine neden oldu.
- Commerce led to the development of cities.
Son gelişmeler onların seyahat planlarını değiştirmelerine neden oldu.
- Recent developments caused them to change their travel plans.
Newton İngiliz parası taklitçiliğini önlemek için gelişen tekniklerde etkiliydi.
- Newton was instrumental in developing techniques to prevent counterfeiting of the English money.
Java'nın yeni projesi hiç ilgimi çekmiyor çünkü ben bir PHP geliştiricisiyim.
- This new project in Java doesn't concern me at all, because I'm a PHP developer.
Tom bir yazılım geliştiricisi.
- Tom is a software developer.
Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir.
- Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia.
Gelişmiş bir ülke olsa bile Abd'de hala bazı çok yoksul insanlar var.
- Even though the United States is a developed country, it still has some very poor people.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Çoğu gelişmekte olan ülkelerde kentsel nüfus çok hızlı artıyor.
- The urban population in most developing countries is increasing very fast.
Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
- For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı.
- We had hopes of developing tourism on a big scale.
Yeni malzemelerin geliştirilmesi ile uğraşmaktadır.
- He is engaged in developing new materials.
Hangisi daha önemlidir, ekonomik büyüme mi yoksa çevrenin korunması mı?
- Which is more important, economic development or environmental protection?
Değişim bazen zor olabilir, ancak yeni fırsatlar yaratabilir ve kişisel büyüme ve gelişme aracı olabilir.
- Change can sometimes be difficult, but it can also open up new opportunities and be a means of personal growth and development.
Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
- Musical talent can be developed if it's properly trained.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.
O, sürdürülebilir kalkınma konusunda bir uzmandır.
- He is an expert in sustainable development.
Yerel yönetim, sürdürülebilir kalkınma konusunda çok endişeli.
- The local government is very concerned about sustainable development.
Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.
- Her studies contributed greatly to developing scientific research.
Turizmi büyük çapta geliştirme umutlarımız vardı.
- We had hopes of developing tourism on a big scale.
Hindistan gelişmekte olan bir ülkedir.
- India is a developing country.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Kilo almak, kişisel gelişimin en kolay metodudur.
- Weight increase is the easiest method for personal development.
Kelime işlemcilerinin gelişimi Japoncayı kolaylıkla yazmamızı sağladı.
- The development of word-processors has enabled us to type Japanese easily.
Fadıl, Kahire yakınlarındaki bir sitede yaşıyordu.
- Fadil lived in a housing development near Cairo.
Please develop this roll of film.
I need to develop my white-square bishop.
Let's see how things develop and then make our decision.
I need to develop a plan for the next three weeks.
An embryo develops into a fetus and then into an infant.
Our news team brings you the latest developments.
Of more significance in the nature of branch development; in the Jubulaceae, as in the Porellaceae, branches are acroscopic and normally replace a ventral leaf lobe.
The development of this story has been slow.
Our development department has produced three new adhesives this year.
... for those who grasp, who use, who cherish and who develop ideas. ...
... And where there isn't anything, nothing much can develop. ...