Space research is necessary for the propagation and continuation of the human species.
- Uzay araştırması insan türünün yayılması ve devamı için gereklidir.
Every day has a continuation.
- Her günün bir devamı vardır.
Regular attendance is required in that class.
- O sınıfta düzenli devam gereklidir.
Prices continue to climb.
- Fiyatlar tırmanmaya devam ediyor.
Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
- Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
There's more going on here than meets the eye.
- Burada devam eden göründüğünden daha fazlası var.
It's useless to keep on thinking any more.
- Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.
They resumed walking.
- Onlar yürümeye devam ettiler.
He resumed his work after a short break.
- Kısa bir moladan sonra işine kaldığı yerden devam etti.
It was all I could do to keep standing.
- Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti.
He kept standing all the way.
- O yol boyunca ayakta durmaya devam etti.
He run on for half an hour.
- Yarım saat koşmaya devam etti.
Tom just kept running.
- Tom koşmaya devam etti.
But we carried on without him.
- Ama onsuz devam ettik.
In spite of the tyrant’s persecution, the hero valiantly carried on the struggle.
- Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.
Search operations are still underway.
- Arama operasyonları hala devam ediyor.
A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death.
- Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.
Please go on with your study.
- Lütfen çalışmanıza devam ediniz.
Please go on with your story.
- Lütfen hikayene devam et.