Bu tablonun değerini belirlemek isterim.
- I'd like to determine the value of this painting.
Olayın nedenini belirlemek için bir gerçeği bulma komitesi kuruldu.
- A fact-finding committee was set up to determine the cause of the incident.
Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.
- We should determine what is to be done first.
Avukat eylemin rotasını belirledi.
- The lawyer determined his course of action.
Yaşamlarımız çevremiz tarafından belirlenir.
- Our lives are determined by our environment.
Yatmadan önce bu bulmacayı çözmeye karar verdim.
- I'm determined to solve this puzzle before I go to bed.
Önce ne yapılacağına karar vermeliyiz.
- We should determine what is to be done first.
... as purely by special but actually context determines value in an ...
... And then there is, of course, the individual and what determines how successful individuals ...