Definition of destruction' in English Turkish dictionary
- destruction
- (Denizbilim) yokedim
- destruction
- yıkım/yok olma
- destruction
- mahvetme
- destruction
- harap etme
- destruction
- {i} tahribat
Bölgenin sanayileşmesi çevresel tahribatı önlemek için çok dikkatli yapılmalıdır.
- Industrialization of the region must be carried out very carefully to avoid environmental destruction.
- destruction
- {i} yıkma
- destruction
- (Biyoloji) destrüksiyon
- destruction
- yıkılma
- destruction
- (Tıp) Bozulma, harabiyet, yıkım
- destruction
- {i} imha
Toplumun faydalı bir şey yapmadığına inanıyorsan, o zaman ayrıca kitle imhaya inanabilirsin.
- If you believe society hasn't made anything worthwhile, then you might believe also in mass destruction.
Kitlesel imha hayali kuran insanlar, toplumun faydalı bir şey üretmemiş olduğunu düşünüyor.
- People who dream of mass destruction think that society hasn't constructed anything worthwhile.
- destruction
- (Askeri) İMHA: Belirli bir hedefi imha için gereken ayarlama
- destruction
- izmihlal
- destruction agreement
- (Askeri) imha anlaşması
- destruction and reconstruction
- yok etme ve tekrar inşa
- destruction by severing
- (Askeri) kaynakla indirim yöntemi
- destruction fire
- (Askeri) tahrip ateşi
- destruction of goods
- (Ticaret) eşyanın imhası
- destruction plan
- (Askeri) tahrip planı
- destruction
- yok olma
Bir nükleer savaş, insanlığın yok olmasına neden olacak.
- A nuclear war will bring about the destruction of mankind.
- destruction
- yıkım
Biz ve sovyetler nükleer yıkımın alışılmış tehditiyle yüz yüzeyiz ve hem kapitalizmin hem komunizmin nükleer bir savaşla mücadele etmesi olasılık dışı.
- Both we and the Soviets face the common threat of nuclear destruction and there is no likelihood that either capitalism or communism will survive a nuclear war.
Onlar söylenemeyecek miktarda ölüm ve yıkıma neden oldular.
- They caused an untold amount of death and destruction.
- destruction
- yok etme
- destruction of goods
- malların imhası
- destruction of rats
- farelerin imha edilmesi
- destruction
- {i} öldürme
- destruction
- afet
- destruction
- belâ
- destruction
- {i} tahrip
Ozon tabakasının tahrip edilmesi çevreyi etkiler.
- The destruction of the ozone layer affects the environment.
Bu yağışlı sezon çok tahrip getiriyor.
- This rainy season brings a lot of destruction.
- destruction
- {i} yok edilme
Hükümet otuz yıl önce onların yok edilmesini emretti.
- The government ordered their destruction thirty years ago.
- destruction ambush
- (Askeri) İmha pususu
- destruction fire
- (Askeri) TAHRİP ATEŞİ: Kullanılmaz hale gelinceye kadar hasara uğratılacak malzeme üzerine açılan ateş
- destruction fire
- (Askeri) İmha ateşi (topçu)
- destruction radius
- (Askeri) TAHRİP YARI ÇAPI: Bir mayın harbinde hasar meydana getirecek, infilak eden bir mayından en uzak olan mesafe
- destruction radius
- (Askeri) tahrip yarıçapı
- self destruction
- (Kanun) kendine zarar verme
- forest destruction
- orman tahribatı
- intentional destruction
- kasıtlı tahribat
- end of life; dying; destruction
- hayatın sonu; oluyor; imha
- habitat destruction
- Doğal ortamın/çevrenin yok edilmesi
- habitat destruction
- Doğal yaşam kaybı
- mass destruction
- Kitle imha
- self destruction
- Kendi kendine zarar verme
- self destruction
- İntihar
- weapon of mass destruction
- kitle imha silahı
- coastal destruction
- (Çevre) kıyı tahribatı
- coastal destruction
- (Askeri) kıyının yok olması
- intentional destruction
- (Bilgisayar,Teknik) kasıtlı yıkım
- lead to destruction
- tahribat yapmak
- weapons of mass destruction
- (Askeri) kitle imha silahları
- weapons of moss destruction
- (Askeri) KİTLE İMHA SİLAHLARI; KİTLE HALİNDE İMHA SİLAHLARI: Silah kontrolü kullanımında, yüksek tahrip kabiliyetine sahip ve/veya çok sayıda insanı öldürecek şekilde kullanılan silahlar anlamına gelir. Bu silahlar, nükleer, kimyasal, biyolojik ve radyolojik olabilirler. Ancak silahın ayrılabilir veya bölünebilir kısımları olan sevk veya itici kısımları bunun dışında kalır
- willed destruction
- istemli yıkım