Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

deste

listen to the pronunciation of deste
Turkish - English
{i} deck

The Ace of Spades is missing from this deck of cards. - Bu deste kartlarda maça altı eksik.

Tom reached into his bag and pulled out a deck of playing cards. - Tom çantasına uzandı ve bir iskambil destesi çıkarttı.

bundle
sheaf
bouquet
(Askeri) fast
(isim) Bunch, bouquet
bunch, bundle, bouquet; packet, package; pack, deck
stack

Tom put the stack of receipts into the drawer. - Tom makbuz destesini çekmeceye koydu.

packet, package
the lowest of the five grades into which wrestlers are divided
hilt, handle
bunch
pack (of playing cards)
(iskambil) pack
wad
book

These shelves cannot support so many books. - Bu raflar birçok kitabı destekleyemez.

pack
deste deste
by dozens; in packets; in heaps
deste yapmak
bunch
Turkish - Turkish
(Osmanlı Dönemi) Süpürge
Matematikte, aynı cinsten onluk bir küme
(Osmanlı Dönemi) Muin, mededkâr
(Osmanlı Dönemi) Küstah
(Osmanlı Dönemi) f. Tutam, bağ, demet, kabza
Kılıç, bıçak vb.nin elle tutulacak yeri, kabza
Çok
Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları derecelerden biri
Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam
Aynı cinsten onluk bir küme
Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları beş dereceden en küçüğü
Kılıç, bıçak vb. elle tutulacak yeri, kabza
Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam: "Destenin en itibarlı kâğıtları, bilindiği gibi, beyler, yani aslar oluyor."- H. Taner. Çok
deste deste
Demet demet
deste
Favorites