Jack umutsuzluk içinde işinden istifa etti.
- Jack resigned from his job in despair.
Ürkütücü bir sessizlik havayı umutsuzlukla doldurdu.
- An eerie silence filled the air with despair.
Umudunu kesme, Thomasa'a sor!
- Don't despair, ask Thomas!
O parası için sevmediği bir adamla yaşamaya devam ederse, onun umudunu keseceği ve müthiş sıkıntıda olacağı gün gelecektir.
- If she continues to live with a man she doesn't love for his money, the day will come when she will despair and be in dire straits.
He turned around in despair, aware that he was not going to survive.