Onun hikayesi herhangi birinin inanması için çok fazla saçma.
- His story was too ridiculous for anyone to believe.
Kes şunu. Saçmalıyorsun.
- Stop it. You're being ridiculous.
Ne komik bir karşılaştırma!
- What a ridiculous comparison!
Muhtemelen komik görünüyorum.
- I probably sound ridiculous.
Senin fikrin gülünç. Gülünç mü?
- Your idea is ridiculous. It is?
Bunun gülünç olduğunu düşündüğünü biliyorum.
- I know you think this is ridiculous.
Adam's hair is ridiculous.