description from section 8 of the icac act, 1988

listen to the pronunciation of description from section 8 of the icac act, 1988
English - Turkish

Definition of description from section 8 of the icac act, 1988 in English Turkish dictionary

corruption
(Avrupa Birliği) yolsuzluk

Siyası yolsuzluktantan bıkıp usandık. - We are sick and tired of political corruption.

Yolsuzluk hala yaygındır. - Corruption is still common.

corruption
{i} bozulma
corruption
yozlaşma/bozulma
corruption
{i} ahlaksızlık
corruption
doğru yoldan saptırma
corruption
ayartma
corruption
(Kanun) görevi kötüye kullanma
corruption
ahlaksız olma
corruption
namussuzluk
corruption
(sağlık) bozulma
corruption
rüşvet yiyicilik
corruption
kötüleştirme
corruption
zayıflama
corruption
{i} rüşvet

O, genişleyen bir rüşvet skandalıyla ithaf edilen ilk ulusal siyasetçi. - He is the first national politician to be named in a widening corruption scandal.

Gümüş paranın miktarı ne kadar büyük olursa, rüşvet o kadar büyük olur. - The larger the amount of silver, the larger the amount of corruption.

corruption
(isim) bozulma, bozma, çürüme; ahlaksızlık, fesat, rüşvetçilik, rüşvet; yozlaştırma
corruption
{i} yozlaştırma
corruption
{i} bozma
corruption
{i} fesat
corruption
{i} (birini) doğru yoldan saptırma, ayartma
English - English
corruption
description from section 8 of the icac act, 1988
Favorites