Sami, Leyla'yı hayli dengesiz biri olarak tanımlıyordu.
- Sami described Layla as a someone who was highly volatile.
Herkes Leyla'yı bir aziz olarak tanımlıyordu.
- Everyone described Layla as a saint.
Beyaz Rusya, ABD eski dışişleri bakanı Condoleezza Rice tarafından Avrupa'nın kalbinde kalan son gerçek diktatörlük olarak tanımlanmıştır.
- Belarus has been described by former US secretary of state Condoleezza Rice as the last remaining true dictatorship in the heart of Europe.
Pasaportta adı olan kişi kelimelerle tanımlandı.
- The person whose name was on the passport was described with words.
O, kendi deneyimini tanımladı.
- He described his own experience.
1950'li yıllarda şehir Buenos Aires'in milangolarında yaygın olan tangoyu dans etme stilini tanımlamak için 'Milonguero stili tango' terimi 1990'ların başında uyduruldu.
- The term ‘milonguero style tango’ was coined in the early 1990s to describe the style of dancing tango that was prevalent in the milongas of downtown Buenos Aires in the 1950s.
O, atmosferdeki karbon dioksit miktarlarının artmasından dolayı Dünyanın ısınmasını tanımlamak için kullanılan bir terimdir.
- It is a term used to describe the warming of the earth due to increasing amounts of carbon dioxide in the atmosphere.
Bazı duyguları tarif etmek zordur.
- Some feelings are difficult to describe.
Tom'a görevi nasıl tarif ettin?
- How did you describe the mission to Tom?
Tom onun kilitli bir odadan nasıl kaçabildiğini tarif etti.
- Tom described how he was able to escape from the locked room.
Bunu kelimelerle anlatmak olanaksız.
- It's impossible to describe that in words.
Tom Mary'ye olan hislerini anlatmak için doğru sözleri bulamıyor.
- Tom can't find the right words to describe his feelings for Mary.
The fungus was first described by a botanist.
... will be some of the first described in the Bible. ...
... to you, Mr. President ' I just described to you precisely how I'd do it which is ...