After supper, he studies his lessons for three hours.
- Yemekten sonra, üç saat boyunca, o derslerini çalışır.
Some students neglect their studies in favor of sports.
- Bazı öğrenciler spor adına derslerini ihmal ederler.
She takes piano lessons once a week.
- Haftada bir kez piyano dersleri alır.
That men do not learn very much from the lessons of history is the most important of all the lessons that history has to teach.
- İnsanoğlunun tarih derslerinden çok şey öğrenmemesi tarihin öğretmek zorunda olduğu tüm derslerin en önemlisidir.
This story is short enough to read in one lesson.
- Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
The lesson is science.
- Dersimiz fen ve teknoloji.
You must not speak Japanese during the class.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısınız.
You must not speak Japanese during the class.
- Ders sırasında Japonca konuşmamalısın.
Few people came to the lecture.
- Çok az sayıda kişi derse geldi.
The lecture is composed by two parts, one theoretical, the other practical.
- Ders iki bölümden oluşuyor; biri teorik, diğeri pratik.
Mathematics is his best subject.
- Matematik onun en iyi dersidir.
We study many subjects in high school.
- Lisede birçok konuda ders alıyoruz.
Instructional videos are a key component of many online courses.
- Öğretim videolar birçok çevrim içi derslerin önemli bir bileşenidir.
Every fable ends up with a moral.
- Her masal, alınacak bir dersle biter.
Did you understand the moral of this story?
- Bu hikayeden alınacak dersi anladın mı?
We have French in third period.
- 3. dönemde Fransızca dersimiz var.
In this school, a period is fifty minutes long.
- Bu okulda bir ders saati elli dakika uzunluğundadır.
Our principal does no teaching.
- Okulu müdürümüz derse girmez.
In Flanders between 10 and 20 percent of professors and lecturers teaching in English did not attain the required language level.
- Flandre'da İngilizce olarak ders veren profesör ve öğretim elemanlarının yüzde 10 ila 20 arasındakileri, gerekli dil seviyesine ulaşmadılar.
We should follow his example.
- Biz onun dersini izlemeliyiz.