The depth of the crisis had been exaggerated.
In the depths of the night,.
How deep is this lake?
- Bu göl ne kadar derin?
The pond is 3 meters deep.
- Gölet üç metre derinliğindedir.
She fell into a profound sleep.
- O derin bir uykuya daldı.
Tom sighed profoundly.
- Tom derinden içini çekti.
Layla had deep religious convictions.
- Leyla'nın derin dinsel inançları vardı.