How deep is this lake?
- Bu göl ne kadar derin?
Is there any end in sight to the deepening economic crisis?
- Derinleşen ekonomik krizin görünürde bir sonu var mı?
Your questions are getting progressively more profound.
- Sorularınız giderek daha derinleşiyor.
This book profoundly impressed me.
- Bu kitap beni derinden etkiledi.
Layla had deep religious convictions.
- Leyla'nın derin dinsel inançları vardı.